Pamuk Bitkisinin Özellikleri
Pamuk Bitkisinin Özellikleri
PAMUK
Pamuk Bitki Özelikleri, Toprak İsteği,
Ekim, Bakım ve Gübreleme; Hem lifi hem de yağı için yetiştirilen pamuğun
lifleri sanayinin temel hammaddesidir. Malvaceae familyasından Gossypium
cinsine ait 20 tür vardır. Bunun dört tanesi kültür türü olup, ikisi yeni
dünya, ikisi eski dünya pamuğu olur.
1. Eski Dünya Pamukları (Gossypium
herbaceum ve Gossypium arboreum); Dünyada ilk kültüre alınan pamuklardır. Her
iki türde diploid olup, 2n=26 kromozomludur. Lifleri kısa (18-23 mm) ve kalın,
kozaları kapalı, verimleri düşük, daha çok dolgunluk ve kaba iplik dokuma amacı
ile kullanılırlar. Soğuğa dayanıklı olmaları nedeniyle elverişsiz iklim
koşullarına sahip bölgelerde yeni dünya pamuklarının yerine tercih
edilmektedir. Ancak lif uzunlukları kısa olduğu için dokuma kalitesi iyi
değildir.
2. Yeni Dünya Pamukları (Gossypium
hirsitum ve Gossypium barbadense), Her iki türde tetraploid olup, 2n=52
kromozomludur. Açık kozalıdırlar. Üzerinde tarımı en fazla yapılan pamuk türü
olup, Amerikan ''Upland'' pamuk çeşitleri bu grupta yer alır. Sıcak ve sulama
imkanı bol olan bölgelerde yetiştirilmektedir. Tekstilde çok ince iplik ve
dokumalar hariç normal kalite için uygundur. Dünya pamuk lifi üretiminde
yedinci sırada olmamıza rağmen gelişen dokuma sanayimizin talep ettiği miktarı
karşılamada yetersiz kalmadığı için her yıl pamuk lifi ithal etmek zorunda
kalmaktayız. Pamuk bitkisi tek yıllık, kazık köklü, sap üzerinde almaşıklı
olarak dizilmiş 3-5 parçalı yaprakları olan bir bitkidir. Ana ve yan dallarda
her yaprak koltuğunda 2 tip tomurcuk çıkar. Tam ortadan çıkan merkezi tomurcuk
odun dalı, yandan çıkan lateral tomurcuk ise, meyve dalı meydana getirir. Meyve
dalları ana sapa dik olacak şekilde zikzaklı gelişirler, her birinin üzerinde
1-8 adet arası çiçek oluşur. Çiçek tomurcuğuna tarak denir ve her bir tarağın
dışında 3 adet üçgen şeklinde çanak yaprak, bunların altında gerçek çanak
yaprağı bulunur. Ayrıca 5 adet taç yaprak, 40-50 adet erkek organ ve 3-5
karpelli (6-10 gözlü) yumurtalık vardır. Her bir göz bir tohum oluşturur. Bin
tane ağırlığı ortalama 80-125 gr kadardır. Pamuk kendine döllenen (outogam) bir
bitki olmasına karşın, rüzgar ve böcek yoğunluğuna göre yabancıda tozlaşabilir.
Türkiye’de her yıl pamuk ekimi yapılan bölgelerde yaygın olarak aynı tarlada
sürekli pamuk yetiştirilmekte, çok az pamuk-buğday-pamuk ekim nöbeti
uygulanmaktadır. Pamuk; havalanması, drenajı iyi olan 6,5-7,5 ph’ya sahip
tınlı, tınlı-kum ve killi-tınlı olan alüviyal topraklarda iyi
yetişebilmektedir. En iyi pamuk ekimi kombine mibzerlerle yapılır. Pamuk
tohumları ekildikten sonra gelen yağışlarla toprak kaymak tutmuş ise tabakası
kırılmalıdır. Pamuk yetiştiriciliğinde en ekonomik gübreleme, dekara 8 kg saf
N, 5 kg saf, P2O5 ve 4,5 kg saf K2O verilmelidir. Belli başlı pamuk
hastalıkları olarak fide hastalıkları ile solgunluk hastalığı, köşeli yaprak
leke hastalığı başta gelir. Pamuk zararlıları ise beyaz sinek, yaprak biti,
kırmızı örümcek, yaprak piresi ve yaprak kurdudur.
PAMUĞUN KULLANILDIĞI ALANLAR
İplikçilikteki klasik kullanışı dışında
pamuğun kimya sanayisinde, yağ sanayisinde ve suni tekstil maddeleri yapımında
geniş bir kullanım alanı vardır. Bunun sebebi saf bir selüloz kaynağı
olmasıdır. Ayrıca taranmış halde hidrofil pamuk olarak tedavi maksadıyla da
kullanılır. Pamuğun küspesi ise hayvan besiciliğinde kullanılmaktadır.
Görüldüğü üzere pamuk ihracatı ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır.
LİF BİTKİSİ OLARAK PAMUK
Pamuk çok önemli bir lif bitkisidir.
Pamuk lifi, pamuk mahsulünün ekonomik değerinin % 85’ini teşkil etmektedir.
Pamuk lifi tekstil sanayisinde hammadde olarak kullanıldığı için büyük önem
taşımaktadır. Sentetik ve rejenere lif üretimindeki artışlar nedeniyle toplam
lif üretimindeki payı oluşmaktaysa da, pamuk lifi özelliklerinde yapay lif elde
edilemediğinden vazgeçilemez bir lif bitkisi olan pamuk ekonomik olarak
Türkiye’de ve dünyada ki önemini korumaktadır. Lif karakterlerine göre pamuklar
dört grup altında toplanırlar.
-Kısa Lifli : Bu pamuklar kısa ve kalın
olduklarından kaba mamullerin yapımında kullanılır. Dünya toplam pamuk
üretiminde % 5-10’unu kapsar.
-Orta Lifli: Dünya üretiminin % 80-85’ni
kapsar.
-Uzun Lifli: Dünya üretim miktarları
yaklaşık 1,8 Milyon tondur. Ancak ülkemizde pek kullanılmamaktadır.
-Çok Uzun Lifli: Tekstil endüstrisinde
ince mamullerin yapımında kullanılır. Ancak yetiştirilmesi için özel iklim
şartlarına ihtiyaç vardır. Ülkemizde pamuk pazarlamasında sadece lif derecesi
dikkate alınmaktadır.
TÜRKİYE’DE PAMUK ÜRETİMİ VE PAMUK ÜRETİM
BÖLGELERİ
-Ege Bölgesi: Gediz, Büyük-Küçük
Menderes ve batı Akdeniz Havzaları
-Çukurova Bölgesi: Seyhan, Ceyhan, Asi
havzaları
-Antalya Bölgesi: Antalya, Finike,
Kalkan, Serik, Manavgat ve Alanya Ovaları-Diğer Bölgeler: Güney Doğu, Meriç,
Susurluk; Aras, Dicle, Fırat havzaları.
Ege Bölgesinde Üretim : Yurdumuzda en
kaliteli diyebileceğimiz pamuk bu bölgemizde üretilmektedir. Bölge pamuğuna
olan yurt içi ve yurt dışı talepte bunu doğrulamaktadır.
Çukurova Bölgesinde Üretim: Çukurova
bölgesinde üretim son yıllarda etkili olan hastalık ve zararlıların etkisiyle,
bu bölgemizde pamuk ekiminin ekonomik olmaktan çıkması nedeniyle düşmüştür. Bu
bölgede olaydan en fazla etkilenen ilimiz pamuk depolarından biri olan Adana
ili olmuştur.
TÜRKİYE PAMUK TÜKETİMİ
Nüfus artışıyla birlikte günün
şartlarına göre değişkenlik arz eden tüketim miktarları yıldan yıla sürekli
artış göstermektedir. Bir endüstri bitkisi olan pamuk dokuma, tekstil ve yağ
sanayisinin hammaddesidir. Özellikle ülkemizde bu alandaki fabrikaların
artışıyla pamuk tüketimi artmaktadır.
TÜRKİYE PAMUK İHRACAT VE İTHALAT DEĞERLERİ
Yıllara göre ihracat ve ithalat
rakamlarımız incelendiğinde, karşılaşılan ilk önemli nokta yıllara göre çok
büyük dalgalanımların görülmesidir. Pamuk ihracatının getirisi kilogramda 1 $
iken, pamuk ipliğinin 3 $ pamuklu konfeksiyon ürünlerinin ise 20 $’dır. Türkiye
ihracat gelirlerini artırabilmek için pamuk gibi hammadde değil, pamuğun
işlenmiş ürünlerinin ihracatına önem vermelidir. Hem ihracattaki hem de
ithalattaki bu dalgalanmalar uygulanmakta da ekonomik politikalardan
kaynaklanmaktadır. Devlet tarafından saptanan fiyatlarla dünya fiyatları
arasındaki uyumsuzluk zaman zaman önemli ölçüde pamuk hammaddesinin ihraç
edilmesine, bazı yıllarda ise milyonlarca dolar ödenerek pamuk ithal edilmesine
sebebiyet vermektedir.
PAMUK SANAYİ
Pamuk, dokuma, tekstil ve yağ sanayiinin
hammaddesidir. Türkiye’nin ekonomisine ihracatı ile büyük katkı sağlayan pamuk
bu sanayi kollarında hammadde olarak kullanılmasıyla da büyük önem
taşımaktadır.
PAMUKLU DOKUMA SANAYİ
Türk tekstil sanayi Cumhuriyetin
kurulmasından hemen sonra faaliyete başlamış, ilk aşamada Sümerbank tarafından
dokuma ve eğirme alanlarında yatırımlar yapılmıştır. Türkiye 1920'li ve 1930'lu
yıllarda yeterli işletme kapasitesine sahip olmadığı için hem pamuk ihraç edip
hem de işlenmiş ürün ithal eden bir ülke konumunda idi. Özellikle 1950'li
yıllarda önemli aşama kaydeden Türk Tekstil Endüstrisi kendi pamuğun büyük
ölçüde işleme kapasitesine sahip olarak dünya pazarlarında güçlü bir ülke
konumuna gelmiştir. Dışa açılma savaşı veren Türk sanayisinin en önemli ve en
önemli sektörlerinden birisi tekstil sektörüdür. Pamukta hammadde bu sektörün
temel taşı özelliği korumaktadır. Bu açıdan devletin pamuk üretimine ve
üreticisine özel önem vermesi gerekmektedir.
PAMUK İPLİĞİ SANAYİ
Pamuk ipliği sanayi hem bez, havlu, örgü
ve halı dokumacılığında kullanılmaktadır. Yurt içi pamuk üretim, maliyet ve
satış fiyatlarının yüksekliği bazı ülkelerin kota uygulaması gibi nedenler
pamuk ipliği ihracatının azalmasına neden olmaktadır. Pamuk ipliği yapılmasının
en önemli nedeni ise, iplik fiyatlarının yurt dışı pazarlarda, yurt içine
oranla daha düşük olmasında ve yurt içi fiyatların dış fiyatlarla dengelenmek
istemesinden kaynaklanmaktadır. Geçmiş yıllardaki ham pamuk ihracatı yerini son
yıllarda iplik, bez ve konfeksiyon ihracatına bırakmıştır.
PAMUK YAĞI SANAYİ VE ÇİĞİT
Bitkisel yağ üretimimizde önemli payı
olan ürünlerden birisi de pamuk tohumunun çekirdeği olan çiğittir. Çiğit
pamuğun yan ürünü olması sebebiyle üreticiye ek gelir sağladığından üreticinin
ekim tercihini pamuk yönünde kullanmasına da olumlu yönde etki etmektedir.
Pamuk tohumunda % 18-20 oranında yağ elde edilmekte olup pamuk bitkisi ağırlık
olarak liften çok çiğit vermektedir. Pamuk tohumundan yağ çıkarıldıktan sonra
geriye kalan proteine zengin küspe hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir.
Pamuk yağı ihracatımızın büyük kısmı İsrail'e olup, ithalatın büyük kısmı ise
ABD'den yapılmaktadır.
Havuç Bitkisinin Özellikleri
Havuç bir serin iklim
sebzesidir. Özellikle çimlenme ve sonrasındaki erken dönemde soğuklara karşı
dayanıklı olması nedeniyle serin bölgelerimizde erken ilkbahar aylarında ılıman
bölgelerimizde ise kış aylarında
rahatça yetiştirilebilmektedir.
Havuç yetiştiriciliğinde yağış ve nem çok olumlu etki yaparsa da sürekli yapış
üretimi zora sokar, verim azalmasına neden olur.
Sıcaklık havuçta renk
oluşumuna olumlu etki yapar. Soğuk ve yağışlı geçen üretim sezonlarında açık
renk havuç elde edilir. 10-15 °C’lik sıcaklıklarda oluşan renk tatmin edici bir
havuç rengi olmaz. Sıcaklık kök oluşumuna doğrudan etkili olup yüksek
sıcaklıklarda havuç boyu kısa kalır. Düşük sıcaklıklarda ise havuç boyu çeşit
özelliğini gösterse de bu defa renk ve havucun çapı kötü yönde gelişir. Daha
uzun ve açık renkli havuçlar meydana gelir. Toprak rutubeti de havuç
gelişmesine etki ederse de etkisi sıcaklığın etkisi kadar olmaz. Özellikle
kuraklıkta yüksek sıcaklık ve rutubetle düşük sıcaklık birleşirse havuç
üretimimi olumsuz yönde etiler. En iyi gelişme 20°C civarındaki
sıcaklıklarda olur. Sıcak bölgelerde yapılan ilkbahar üretiminde bitkilerin
önemli bir bölümünün yeterli büyüklükte havuç oluşturmadan generatif faza
geçerek çiçeklendiği görülür.
TOPRAK İSTEĞİ
İklim istekleri
açısından seçici olan havuç toprak istekleri bakımından da seçici bir bitkidir.
Havuç üretiminin başarısında toprak yapısının önemli bir etkisi vardır.
Toprağın yapısı toprağın derinliği toprakta köklerde zarar yapan zararlılardan
bulunup bulunmadığı başarıyı etkiler. Hafif bünyeli topraklarda havuç üretimi
uygun besleme ve bakım şartlarında çok iyi sonuç verir. Böyle topraklarda
kültürel işlemler çok kolay ve ekonomik olduğu gibi elde edilen üründe yüksek
kaliteye ulaşılır. Havuç derin bünyeli, serin, besin maddelerince zengin iyi
işlenmiş toprak ister. İmparator grubu havuçlar derin bünyeli, killi kumlu
topraklarda başarıyla üretilirler. Uygun çevre koşullarında killi topraklarda
üretilen havuçlarda yüksek verime ulaşılabilmektedir. Ancak killi topraklarda
üretilen havuçlarda yıkama önemli zorluklar çıkarır. Bu nedenle bu topraklarda
yetiştirilen havuçlar konserve endüstrisinde kullanılır.
Taze olarak
değerlendirilecek olan sofralık havuç üretimi ve erkenci havuç üretimi için
hafifi karakterli topraklar tercih edilmelidir.
Toprak pH’sı havuç
yetiştiriciliği açısından önem taşır. Havuç yüksek asitliğe karşı hassastır. pH
6-6.5 arasında değer taşıyan topraklar havuç yetiştiriciliği için ideal
topraklardır. Toprak pH’sı 5’in altında olmamalıdır.
TOPRAK HAZIRLIĞI VE EKİM
Havuç yetiştirilmesinde
toprak özelliklerinin başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden birisi olması
nedeniyle yetiştirme yapacağımız tarlayı çok iyi incelemeli ve havuç
yetiştirmeye uygun olduğunu tespit etmeliyiz. Ağı killi topraklardan toprak
zararlılarınca bulaşık topraklardan özellikle de nematod ve tel kurdu bulaşık
topraklardan mutlaka kaçınılmalıdır. Böyle topraklarda havuç üretimi son derece
yanlış olur.
Havuç tohumlarının geç
çimlenmeleri nedeniyle yabancı otlar hızla gelişerek yeni çimlenmekte olan
havuç bitkilerinin gelişmesini yavaşlatır ve üzerini örterler. Bu nedenle
seyreltme ve çapalama işlemleri de zorlaşır. Tarla seçiminde yabancı ot
faktörüde çok büyük önem taşır.
Bütün bu hususlar
dikkate alınarak havuç ekilecek toprağın çok iyi işlenerek ekime hazırlanması
gerekir. Havuç tohumlarının küçük oluşu, geç çimlenmesi gibi özellikleri
nedeniyle toprak inceltilerek tohumun toprakla temasının tam olması
sağlanmalıdır.
Ekim dikkatli bir
şekilde hazırlanarak inceltilen toprağa mibzerle yapılmalıdır. Ekim derinliği
2.5-3 cm olmalı bir dekar alana 600-800 gr tohum atılmalıdır. Ekilecek
tohum miktarı sıra arası mesafesi olarak 25-30-40 cm’lik aralıklar verilir.
Sıra üzeri seyreltme mesafesi ise 5-12 cm arasında değişir. Havuç
tohumunun 10 °C’nin üzerindeki sıcaklıklarda çimlendiğini görüyoruz. Toprak
sıcaklığı bu seviyenin altında ise tohum çimlenmez çimlenme süresi yeterli
sıcaklık oluşuncaya kadar uzar. Havuç ekiminden sonra meydana gelerek kaymak
bağlama da çimlenmeyi önemli ölçüde kötü yönde etkiler. Havuç tohumu zarar
görmeden uzun süre toprakta kalabilir ve şartlar uygun olunca çimlenir. Bu uzun
çimlenme süresi içinde yoğun yabancı ot gelişmesi olur. Yabancı ot çimlenme ve
gelişmenin önüne geçmek için ekim sonrasında çimlenme öncesi yabancı ot ilacı
kullanmak başarıyı arttırır.
BAKIM İŞLERİ
Çimlenme tamamlandıktan
ve bitkiler 2-3 hakiki yapraklı olduktan sonra sıra üzerinde seyreltme yapılır.
Çeşit özelliğine bağlı olarak sıra üzeri mesafeleri ayarlanır. Ancak bu
seyreltme döneminde tarlada alıkonulacak bitkilerin köklerinin zarar görmemesine
özen gösterilmelidir.
Seyreltme işçiliği
önemli bir maliyet yükler. Bunun önlenmesi için ekimin pnömatik mibzerle,
seyreltme sıklığında ve çimlenme güvü yüksek tohumla yapılması gerekir.
Seyreltme işleminden
sonraki bakım işleri kaba otların elle alınması düzenli sulama ve mücadele
işlerinden oluşur.
Havuç yetiştiriciliğinde
azot yanında potasyum da büyük önem taşır. Bu iki besin elementi verim ve
kaliteyi önemli ölçüde etkiler. Bitki nitrat formunda azotu tercih eder.
Potasyum ise havuçta
şeker oranını arttırır. Havuç özellikle çimlenme ve gençlik döneminde tuza
karşı son derece hassastır. Ekimle birlikte gübre verme bu nedenle yanlış olur.
Böyle bir uygulama çimlenme aksaklıklarına yol açar. Sıralarda boşluklar
oluşur. Havuç yetiştiriciliğinde organik gübreler tercih edilmeli, erken dönem
de yoğun inorganik gübreden kaçınılmalıdır. Toprakta tav nedeniyle gübreleme
ekimden bir hafta evveline kadar yapılmamışsa gübre vermeden ekim yapıp
çimlenme tamamlanıp bitkiler 2-3 yapraklı olduklarında gübreleme yapmak daha
doğru olur. Dekara 8-10 kg saf azot, 8-9 kg fosfor ve 12-16
kg potasyumlu gübre hesaplanarak ekimden en az iki hafta önce toprağın
10-15 cm derinliğine karıştırılmalıdır. Azotun yarısı ekim öncesinde diğer
yarısı da bitkiler 3-4 hakiki yapraklı olduklarında uygulanırsa yıkanma yoluyla
kayıp azalır.
SULAMA
Düzenli sulama havuçta
kök gelişiminin primer ve sekonder de çok önemlidir. Primer dönemdeki susuzluk
havuç boyunun kısa kalmasına, sekonder dönemdeki susuzluk havucun yeterli ölçüde
kalınlaşmamasına ve ayrıca düzensiz sulama isse havucun çatlayarak pazarlanamaz
hale gelmesine neden olur. Bu nedenle havuç yetiştiriciliğinde sulama başarıyı
en çok etkileyen faktörlerden birisidir.
OLGUNLUK, HASAT VE
DEPOLAMA
Havuçlarda olgunluk havucun
çeşit özelliklerini kazandığı tarihten itibaren başlar ve hasat birkaç hafta
sürebilir. Daha erken dönemde hasat edilen havuçlar cılız kalırlar, renkleri
açık olur ve düşük düzeyde şeker içerdikleri için yeterince tatlı olmazlar. Çiğ
olarak değerlendirilen sofralık havuçlarda hasat bu nedenle olgunlaşma
tamamlanmadan yapılmamalıdır. Ancak pazarda boşluk varsa bunu doldurmak
amacıyla havuçlar olgunlaşmasını tamamlamadan da hasat edilebilir. Havuçlarda
olgunlaşma süresi çeşide göre değişir, erkenci çeşitlerde 8-10 hafta, Nantes
gibi orta çeşitlerde 12 hafta, geç çeşitlerde 16-18 haftada hasat olgunluğuna
ulaşılır.
Hasat, yetiştirilen
çeşide, yetiştirme alanının genişliğine ve pazarlanacak havucun miktarına göre
elle veya makineyle yapılır. Sofralık havuçlar birkaç adedi bir demet yapılarak
yaprakları ile veya söküldükten sonra yaprakları kesilerek torbalar içerisinde
pazarlanırlar. Söküldükten sonra uzun süre kapalı kaplar içinde muhafaza edilen
havuçlarda açılaşma görülür. Bu nedenle uzun süreli muhafaza zorunlu ise
havuçların temizlenerek dere kumu içinde serin bir ortamda muhafaza edilmesi
gerekir.
Muhafaza sıcaklıkları
sıfırın üzerindeki 3-50C’lik sıcaklıklardır. Söküldükten sonra muhafaza
edilmesi düşünülen havuçlarda hasatın tam olgunlaşama gerçekleştikten sonra
yapılması ve hasat sırasında havuçların yaralanmamasına özen gösterilmesi
gerekir.
VERİM
Havuçlarda verim çeşide,
ekim sıklığına ve hasat zamanına göre değişir. Orta erkenci çeşitlerde dekara
verim 2.5-5 ton, geçci çeşitlerde ise 3-4 ton arasında değişir. Çok başarılı
yetiştirmelerde bu değerler her iki grupta da 1 ton daha yüksek olabilir.
TOHUM ÜRETİMİ
Ülkemiz havuç tohumu
üretimi için son derece elverişli ekolojik şartlara sahip olan ender ülkelerden
birisidir. Ülkemizin bu avantajlarını kullanarak dünyada havuç tohumu
üretiminde söz sahibi ülkelerden birisi olabiliriz.
Standart çeşitlerde
tohum üretimi için önce pazarlanabilir özelliklere sahip havuçlar üretilir.
Bunlar içersinden çeşit özelliklerini taşımayanlar seçilip ayrılır. Diğerleri
kışı hafif d geçen yerlerde hemen tohumluk parseline 70-80cm sıra arası,30
cm sıra üzeri mesafelerde havuçların üst kısmında 2-3 cm’ lik yaprak sapı
kalacak şekilde traş edildikten sonra toprak yüzeyine 2-3 cm kalacak
derinlikte dikilirler. İlkbaharda gelişen havuç başlangıçta yaprak, daha
sonrada gövde ve çiçek özelliklerinde anlatıldığı şekilde gövde ve çiçek
demetlerini geliştirerek tohumlarını olgunlaştırır. Havuç tohumu üretiminde
potasyumlu gübreler başarıyı arttırır. Havuçlarda çiçek şemsiyeleri kademeli
olarak meydana geldiği gibi tohumların meydana gelmesi ve olgunlaşmasıda
kademeli olarak olur. Bu sebeple hasadın tohumlarını olgunlaştıran şemsiyelerin
hasadı şeklinde kademeli olarak yapılması gerekir. 8-10 cm uzunluktaki
sapı ile hasat edilen şemsiyeler gölge havadar bir yerde kurutularak
harmanlanır. Bir dekar alandan 80-100 kg arasında tohum alındığı
belirtilmektedir. Tarafımızdan yapılan çalışmalarda ise Manisa-Muradiye
şartlarında Nantes grubu havuçlarda 1 dekar alandan 130 kg tohum elde
edilmiştir. Bu değerler havı alınmamış tohumu ifade etmektedir. Havuçlarda ilk
çiçeklerle ondan sonra meydana gelen çiçek gruplarından oluşan tohumların
iriliklerinin farklı oluşu nedeniyle bu tohumlar kalibrasyona tabi tutulmadan
eklenirlerse çimlenme farklılıkları oluşur. Bu durum üretimde başarısızlıklara
yol açar. İşte bu sebeple hasat edilen tohumların hasattan sonra havları
alınmalı ve mutlaka kalibrasyona tabi tutularak belli irilikteki tohumların bir
grup oluşturması sağlanmalıdır.
Kış mevsimi donlu geçen
bölgelerde ise tohumluk olarak ayrılan havuçlar donlu dönem geçinceye kadar kum
içinde 3-5 °Csıcaklıklarda muhafaza edilmeli ve don tehlikesi kalktıktan sonra
esas yererine açıklandığı şekilde dikilmelidirler.
Kavun tek yıllık
bir bitkidir. Gövdesi tüylü, kolları sarılıcı ve yaprakları 5
lobludur. Kavun bitkisi iki tip çiçeğe sahiptir. Bunlar erkek ve dişi çiçekler
veya erselik çiçeklerdir. Erkek çiçekler ana kollar üzerinde, dişi veya erselik
çiçekler ise yan kollar üzerinde bulunur. Kavunda polenlerin taşınmasında bal
arıları önemli rol oynarlar
İklim ve Toprak İsteği
Kavun, ılık
ve sıcak iklim bitkisidir. Uzun yetişme süresi boyunca güneşli, sıcak ve kuru
bir hava ile yeterli toprak nemi ister. Nemli bölgelerde mantari hastalıklara
yakalanma ihtimali yüksektir. İlkbaharda soğuk tehlikesinin tamamen
ortadan kalktığı ve toprak sıcaklığının 15°Co’nin üzerine çıktığı
zaman tohum ekimi yapılmalıdır. Kavun yetiştiriciliği için pH’sı6-7 olan, derin,
geçirgen, humus ve besin maddelerince zengin, kumlu tınlı veya tınlı kumlu
topraklar tercih edilmelidir.
Toprak Hazırlığı
Sonbaharda toprak
derince sürülmelidir. Bu sürümle dekara 3-4 ton çiftlik gübresi verilmelidir.
Çimlenmedeki olumsuzlukları en az düzeye indirmek için İlkbaharda tarla tekrar
sürülür, diskaro çekildikten sonra sürgü geçirilir ve tohum ekimi yapılır.
Tohum
Ekimi
Tarlaya direkt
ekim Karadeniz Bölgesi’nde Nisan’ın ikinci yarısında yapılmalıdır.
Ekim iki şekilde yapılır:
1-
Ocak Usulü Ekim: Sıra arası 1,5-2m sıra üzeri 1-1,5m
olacak şekilde ocaklar belirlenir. Ocakların genişliği 40-50cm
çapında derinliği 15-20cm olmalıdır. Ocakların diplerine 5-10cm toprakla
karıştırılmış çiftlik gübresi konulur. Her ocağa 3-4 tohum atılır ve tohumlar
3-4 cm derinlikte kalacak şekilde gübreli toprakla örtülür. Hafifçe bastırılır
ve süzgeçli kovayla can suyu verilir. Uygun koşullarda en geç 10-12 gün
içerisinde toprak yüzeyinde görülmeye başlanır. Toprak yüzeyine çıkıp 2-3
yapraklı iken ocakta seyreltme yapılır. Her ocakta 1 veya 2 bitki bırakılır.
2- Çizgi Usulü Ekim: Bu
usulde hazırlanmış tarlada çeşitlerin gelişme ve yayılma kuvveti ve toprak
karakterine göre 1,5-3m ara ile açılır. Çizilerin derinliği 5-6cm olmalıdır. 1m
ara ile 2-4 tohum bırakılır. Tırmıkla üstü kapatılır ve hafifçe toprak
bastırılır.
Torbalı Fide Üretimi
Direk tohum
ekiminden başka naylon torbalarda sera veya plastik örtü altında
yetiştirilebilir. Don tehlikesi geçince arazideki yerlerine dikilir. Torbalar
torf toprağı veya fide harcı ile doldurulur. (Harç yapmak için hacim olarak 1
ölçü bahçe toprağı, 1 ölçü iyi yanmış ahır gübresi ve 1 ölçü kum
iyicekarıştırılır).Her torbaya 1-2 adet tohum bırakılır. Bu torbalar
seralar veya yüksek tünellere konarak süzgeçli kovalarla sulanır. Bölgemizde tüplere
tohum ekimi 15-20 Mart tarihleri arasında yapılmalıdır. Torbalarda yetişen
fidelerin zaman zaman yabancı otları alınır ve sulaması yapılır. Naylon
torbalara yapılacak ekim araziye dikim tarihinden 3-4 hafta önce yapılır.
Bitkiler 3-4 yaprak olduğunda tarlaya aktarılır. Plastik torbalardan
fideler çıkarılırken fide toprağının dağılmamasına özen gösterilmelidir.
Dikimden sonra mutlaka can suyu verilmelidir.
Gübreleme
Başarılı bir kavun
yetiştirmek için organik maddesi yüksek toprakları sevdiğinden çiftlik gübresi
uygulanmalıdır. Çiftlik gübresi sonbaharda derin sürümden sonra dekara 3-4 ton
atılarak kültüvatör ile karıştırılmalıdır. Gübrelemenin sağlıklı olması için
toprak tahlili yaptırmak gerekmektedir. Uzun yıllar yapılan gözlemlere göre
dekara 15kg nitrojenli, 30kg fosforlu ve 20kg potasyumlu gübre verilir.
Sulama
Bitkinin
büyümesine ve gelişmesine göre değişir. Sulama için sıraların yanında karıklar
açılarak karıklara su verilebilir. Ocaklar tek tekte sulanabilir. Sulama zamanı
ve sayısı toprak tipine, su tutma kapasitesine ve bitkilerin büyüme dönemine
göre değişir. Meyve oluşum döneminden sonra sulamalar sıklaştırılmalıdır. Bu
devreden itibaren 12-15 günde bir sulama yapılmalıdır. Sulamalarda 0-90 cm
toprak derinliği tarla kapasitesine getirilmelidir. Meyve olgunlaşma döneminde
sulamalara dikkat edilmelidir. Bitkiler ve meyveler sulama suyuna mümkün olduğu
kadar temas ettirilmemelidir. Sulamalarda karık ve damla sulama yöntemleri
kullanılabilir. Düzenli sulama yapılan yerlerde daha iri ve bol ürün alınsa da
kurak şartlarda yetiştirilen kavunlar daha tatlıdır.
Bakım İşleri
Bitkiler 4-5
yapraklı iken birinci çapa yapılır. 2-3 hafta ara ile çapalamaya devam edilir.
Her kök üzerinde köke en yakın 2-4 meyve bırakılıp, diğerleri kesilerek
seyreltme yapılır. Bitkiler gelişip etrafa kol salmaya başlayınca her dal
üzerinde 4-5 yapraktan itibaren uç alma yapılabilir. Böylece besin maddeleri
bitkinin devamlı olarak uzamasına yardım edeceği yerde bitki üzerinde mevcut
meyvelerin irileşmelerinde kullanılacaktır. Yabancı otla
mücadele, kollar tarlayı sarıp çapaya müsaade etmediği devreye kadar
devam etmelidir.
Hasat
Kavunların tohum
ekiminden hasadına kadar 80-120 gün geçer. Tam olgunluğa gelen meyveler sabah
elle veya bıçakla kesilerek hasat edilir. Hasat olgunluğuna gelen kavunda
aranan özellikler aşağıdaki gibidir:
· Olgun
kavunlar, karpuzların aksine ağırlaşır.
· Meyve
saplarının dibindeki iki küçük kulakçık kurur.
· Dip
kısmından hafif bir yumuşama ve koku başlar.
· Kabuk
rengi parlaklaşır.
Hastalık ve Zararlılar
Solgunluk,
külleme, antraknoz, mozaik virüsü, tel kurtları, yaprak biti, kırmızı örümcek,
kavun kızıl örümceği, kavun telli böceği, kavun sineği görülmektedir. Önlem
olarak sağlıklı tohum ve fide kullanmalıdır. Dayanıklı çeşitlerle
yetiştiricilik yapılmalıdır. Hastalıklı bitkiler sökülerek imha edilmelidir.
Münavebe yapılmalıdır. Yetiştiricilik döneminde yabancı ot mücadelesi yapılmalı
ve fazla azotlu gübrelemeden kaçınılmalıdır. Hasattan sonra bitki artıkları
tarlada bırakılmamalıdır. Tarım kuruluşlarındaki teknik talimatlara göre
kimyasal mücadele yapılır.